DÜNYAYI KURTARMA OPERASYONU
Her insanın bir işi var. Her insanın bu dünyaya geliş amacı farklı. Hepimizin birbirinden farklı görevi var. Hatta her birimiz, farklı zaman ve mekânlarda farklı görevler üstleniyoruz. Birinin yaptığı işi farklı zamanda başkası yapabiliyor. Yani görevler ve kişiler arasında değişiklik olabiliyor. Dolayısıyla bizi biz yapan asıl unsur bir iş yapıyor olmamız değil. Yaptığımız işin hakkını vermek bizi biz yapan yegâne unsurlardan biridir. Yaptığımız işlerde vicdan terazimiz dengeyi buluyorsa o işte imzamız fiyakalı bir duruş sergiler. Vicdan terazisinin tartmadığı işlerde imzalar çarpık durur.
İnancı, dünya görüşü ne olursa olsun her insanın bir dünyayı kurtarma planı vardır. Kime sorsak, dünya nasıl kurtulur, desek; kendisinin dünyaya hükmeden biri olarak tasavvur ederek işe koyulacaktır. Eğitimden hukuka, ekonomiden spora birçok alanda dişe dokunur projeler sıralayacaktır. Elbette yöneticiler bu projelerden haberdar olsa kişinin dünyayı kurtarma operasyonu başarıyla sonuçlanır.
Meşgul olduğumuz işler, vazifeler dünyayı kurtarma operasyonunun bir parçasıdır. Bu bilinçle yapmakta olduğumuz işlere odaklandığımızda kurtarma operasyonunun en önemli adımlarını atmış olacağız. Bir doktorun yaptığı iş nasıl kutsal ve onurlu ise bir temizlik görevlisinin yaptığı iş de o derece kutsal ve onurludur. Önemli olanın bir işe sahip olmak değil o işi nasıl yaptığımız olduğunu yazının ilk bölümünde söylemiştim. Toplum nezdinde maalesef temizlik görevlisinin yaptığı iş, doktorluktan kat kat aşağı olarak görülür. Fakat dünyayı kurtarma operasyonunu gerçekten dert edinen biri bilir ki vazifeler, meslekler birbirinden üstün değildir. Üstünlük, yapılan işe hakkını vermektedir.
Görevimiz sırasında sadece ve sadece o âna odaklanmak gerekir. O görev esnasında görevin mahiyetini sorgulamak, hakkını vererek yerine getirmenin önüne geçebilir. Yaptığımız görevler dünyayı kurtarma operasyonunun küçük bir parçasıdır, bütünü değil. Her insan görevini bu şuurla yaptığında küçük parçalar birleşip operasyonun o ânki periyodu tamamlanmış olacaktır.
Doktor, yazdığı reçete ile dünyayı kurtarmaz ancak bir insanı bir dertten kurtarır. Temizlik görevlisi, küreğine doldurduğu çöp ile dünyayı kurtarmaz ancak o gün o sokakta yürüyen insanın içi açılır. Müteahhit, sağlam yaptığı bina ile dünyayı kurtarmaz ancak olası bir depremde bina ayakta kalarak can ve mal kaybının önüne geçmiş olur. Zabıta, denetleme yaparak dünyayı kurtarmaz ancak vicdan terazisi bozuk olana tartının varlığını hatırlatır. Bir anne, çocuğuna yemek yaparak dünyayı kurtarmaz ancak çocuğunun hazır gıda ile bünyesinin bozulmasının önüne geçmiş olur. Bir baba, sabah işe gidip akşam eve gelerek dünyayı kurtarmaz ancak çocuğuna helal rızkın önemini hâli ile anlatmış olur. Bir çocuk, oyun oynarken dünyayı kurtarmaz ancak kurduğu hayaller ile kendi varlığını büyütür.
Bunların hepsi dünyayı kurtarma operasyonunun en aziz adımlarıdır.