Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Eğitim Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen “Cumhuriyet’in 2. Yüzyılında Eğitim Fakültelerinin Geleceği” konulu panele Prof. Dr. Refik Turan, Doç. Dr. Ferhat Kadir Pala ve Dr. Öğr. Üyesi Erdal Yıldırım konuşmacı olarak katıldı. Panel öncesinde, ASÜ Eğitim Fakültesi öğrencileri tarafından hazırlanan “Cumhuriyet’in Doğuşu” oratoryosu sahnelendi. Duygusal anların yaşandığı gösterinin ardından panel programına geçildi. Panelin açılışında konuşan ASÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Yıldırım, Cumhuriyet’in temellerinin 1700’lü yıllardan itibaren atılmaya başladığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Genellikle büyük reformlar ve devrimler belli bir birikimin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Hiçbir şey yoktan var olmaz; her dönüşümün bir temeli vardır. Bu temeller zaman içinde olgunlaşarak uygun koşullarda hayata geçer. Cumhuriyet yalnızca 1923 sonrasına ait bir kavram değildir, bu topraklarda yaşayan herkesin ortak temsilidir. Paylaştıkça, ortak değerler ürettikçe birbirimize benzeriz ve o zaman ‘biz’ oluruz. Bu ortak değerleri yaşatmak ve onların üzerine yeni şeyler eklemek hepimizin görevidir.”
CUMHURİYET’İN KURUCU KADROSU EĞİTİM SİSTEMİNE BÜYÜK ÖNEM VERDİ
Panelde konuşan ASÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refik Turan, Cumhuriyet’in sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda çağdaşlaşma yolunda atılmış önemli adımların bütünü olduğunu vurguladı. Eğitim sisteminin, Türkiye Cumhuriyeti henüz kurulmadan, 1920’li yıllarda şekillenmeye başladığını belirten Prof. Dr. Turan, “Cumhuriyet’in kurucu kadroları eğitime büyük önem vermiştir. Eğitimde çok başlılığı ortadan kaldırmak için Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu yürürlüğe koymuşlardır. Eğitim sisteminde en önemli unsur öğretmendir. Cumhuriyet’le birlikte öğretmene verilen değer artmıştır. Cumhuriyet döneminde okullaşma köylerden başlamıştır. Öğretmenler özellikle kırsalda önemli roller üstlenmiş, köylerde vatandaş ile devlet arasında köprü vazifesi görmüştür” dedi.
CUMHURİYET İLE BİRLİKTE “ULUS-DEVLET” SİSTEMİNE GEÇİLDİ
ASÜ Eğitim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Erdal Yıldırım da konuşmasında, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e vatandaşlık anlayışındaki dönüşüme değindi. Atatürk’ün, sanayi devriminin getirdiği temel dinamikleri eğitim sistemine de uyarlamaya çalıştığını belirten Dr. Yıldırım, “Cumhuriyet ile birlikte ulus-devlet kavramı üzerinden yeni bir vatandaşlık anlayışı inşa edilmeye çalışıldı. Osmanlı döneminde ise ‘millet sistemi’ bulunuyordu. Farklı milletlerden ve dinlerden insanlar bir arada yaşarken, Müslüman kimliğine sahip bireyler bazı ayrıcalıklara sahipti. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Atatürk ve silah arkadaşları, ‘ulus-devlet sistemi’ni oluşturmuştur. Cumhuriyet ile birlikte ulus devlet sistemi temelli vatandaşlık bilinci ortaya çıkarılmıştır” diye konuştu.
YAPAY ZEKA EĞİTİM SİSTEMİNİ ŞEKİLLENDİRMEYE BAŞLADI
ASÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Kadir Pala da konuşmasında, son yıllarda hızla gelişen yapay zekâ uygulamalarının eğitim alanında önemli değişikliklere yol açtığını belirtti. Pala, yaklaşık on yıldır yapay zekânın başta eğitim olmak üzere hayatın hemen hemen her alanında yer aldığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Yapay zekâ, insan zekâsını taklit eden bir teknolojidir. Birçok bilim insanı, yapay zekânın gelişimiyle birlikte mesleklerde köklü değişimlerin yaşanacağını öngörmüştür. Yapay zekâ, yalnızca iş dünyasında değil, eğitimden sağlığa kadar hayatımızın her alanında büyük bir dönüşümün önünü açacaktır.” (Haber Bülteni)
